Siyah turp ve bal bağışıklık sistemini güçlendiriyor

on Salı, 03 Şubat 2015. Posted in Bal Haberleri

Siyah turp ve bal bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, kış aylarını yaşadığımız şu günlerde siyah turp ve balın hastalıkları önlediğini söyledi

 

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, hastalıklara yakalanmamanız için bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz ile ilgili önemli bilgiler verdi. Enç, “Bağışıklı sistemi, vücudumuzu enfeksiyonlara yol açan virüs,bakteri ve parazit gibi mikroorganizmaların zararlı etkilerine karşı koruyan sistemdir.Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak,pandemik yada mevsimsel grip yada soğuk algınlıklarından korunmak için önemlidir. Gribal enfeksiyonlardan korunmak yada enfeksiyonlarla savaş halindeki vücudumuzun bağışıklık sistemini güçlü tutmak ise tabiî ki bizim elimizdedir. Salgına karşı üretilen ilaç ve aşı yöntemlerine başvurmadan önce, vücudumuzun doğal bağışıklık sistemini korumak ve güçlendirmek için sağlıklı beslenmek birincil kuraldır” dedi.

Vücut direncimiz nasıl artar?

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, vücudun direncinin nasıl artırılacağı konusunda ise şyu bilgileri verdi; “Çeşitlilik yaşamın tadıdır.Her renkte,farklı lezzetteki besinleri her gün tüketmek sağlıklı bir bedene sahip olmanın temel kuralıdır. Besinlerin çoğu birden fazla besin öğesi içermekte ancak hiçbiri hepsini içermemektedir.Tek çeşit beslenme şekli birçok önemli besin öğesinden mahrum kalmamız demektir. Bu yüzden güçlü bir immün sistem ve kaliteli bir besin örüntüsü için süt , et grubu , sebze, meyve, yağ ve yağlı tohumlar , tahıllar günlük beslenmemizde dengeli bir şekilde yer almalıdır.

Tabi iyi beslenelim derken dozu kaçırmamalıyız. Yapılan birçok bilimsel çalışmada şişman yada obezlerin immün sistemlerinin daha zayıf olduğu ,fazla yağ dokusunun immün sistemi olumsuz etkilediği ve inflamasyona yol açtığı gösterilmiştir. Şunu unutmamalıyız ki; bağışıklık sistemimizi çok yemek değil, yeterli ve kaliteli beslenmek güçlendirir.

Güçlü bağışıklık sistemi güçlü bir bedende bulunur.Kahvaltı, gece açlığını takiben,biten enerjinin tekrar depolanabilmesi için en önemli öğündür. Beynin en önemli enerji kaynağı glikozdur ve güne zinde başlamak için besleyici bir kahvaltı şarttır. Ancak Sabah sadece karbonhidrat ve şeker içeren besinler ile güne başlamak doğru değildir. Benim size önerdiğim sağlıklı kahvaltı şöyle; C vitamini içeriği yüksek bir yeşil çay yada bağışıklı sistemini destekleyici adaçayı,ıhlamur, melisa yada papatya çayı,1 tatlı kaşığı organik bal,2 parça ceviz yada çiğ badem ,1 bardak yağsız süt yada 1 dilim light peynir,haşlanmış yumurta,lif içeriği ve besin değeri zengin tam buğday ekmeği ve tabiî ki organik mevsim sebzeleri.

Son yıllarda adını sıklıkla duyduğumuz antioksidanlar; immün sistemi koruyan,bir savaş halinde vücudumuzu savunan askerlerdir. Peki nedir bu ‘antioksidan’ terimi? Vücudumuzda enerji üreten tüm hücreler oksijene ihtiyaç duyarlar .Oksijen yaşamın temelidir. Ancak diğer bir yandan oksijen ,hücrelerimizde yandığında serbest Radikaller adı verilen zararlı maddeler de oluşur. Serbest radikaller vücut hücrelerine zarar verir. Tabi bir de ultraviole ışınlar, tarım ilaçları, sigara , egzoz dumanı ve stres gibi çevresel faktörler de eklenince serbest radikal oluşumu kaçınılmaz. Ve hücre hasarı sonucunda , kanser, kalp, damar hastalıkları, artrit, zayıf bağışıklı sistemi ve erken yaşlanma gibi bazı sağlık sorunlarıyla karşılaşmak mümkündür. Bu sebeple antioksidan besinler güçlü bir immün sistem için büyük önem taşır. Tabiki tüm vitaminler çok değerlidir ancak özellikle antioksidan etkileriyle öne çıkan vitaminler; Beta karoten, C ve E vitaminidir.

Her antioksidan kendine ait biyolojik işlevi yerine getirir. Suda eriyen C vitamini hücre içi ve dışı sıvılarda serbest radikallerle savaşır.E vitamini ve beta karoten yağda erir özelliktedir ve lipit ve yağ dokularında bulunurlar. Antioksidanlar beraber çalıştıkları için herhangi birinin aşırı yada yetersiz alımı durumunda diğerlerinin yararlarını engellerler. Selenyum ,Çinko gibi eser elementlerin yapısında bulunan bazı enzimler de organizmada antioksidan etki gösterirler. Yağda çözünen bir vitamin olan E vitaminin en önemli görevi antioksidan özelliği ile hücreleri oksidasyona karşı korumasıdır. E vitamininin en iyi kaynakları; bitkisel yağlar ,margarin, yağlı tohumlar, susam ve buğday özüdür. Yeşil yapraklı sebzeler az miktarda E vitamini içerirler. Besinlerde bol miktarlarda bulunduğu için yetersizliği çok seyrek görülür.

C vitamini sanılandan daha değerli

C vitamini suda çözünür vitaminlerdendir. C vitamini bir antioksidan olarak beta karoten ve E vitamini ile benzer yolları izleyerek vücudumuzu zararlı maddelerden korur.C vitaminin A ve E vitamininden en önemli farkı vücut sıvılarındaki serbest radikallerle savaşmasıdır. Suda çözünebildiği için vücudumuzun farklı bölgelerinde koruyucu etki gösterebilir. Fakat vitaminlerin içinde en dayanıksız olanı olduğu unutulmamalıdır.İmmün yanıt, immün sistemin işlevlerini değiştirebilen çeşitli esansiyel (vücutta üretilemeyen,dışarıdan alınması zorunlu ) besinlerden etkilenmektedir.İnsan ve hayvan çalışmalarında omega 3 yağ asitlerinin çeşitli mekanizmalarla immün sistem işlevlerinde olumlu yönde bazı değişikliklere neden olduğu gösterilmiştir. Omega 3’ler antiinflamatuar etkiye sahiptir. Ayrıca viral, bakteriyel, paraziter enfeksiyonlara karşı konakçı defansını zayıflatarak hastalıklardan koruyucu etkiye sahiptir. İmmün sistemi desteklemesinden başka özellikle çocuklarda beyin gelişimi ve kalp sağlığı üzerine olumlu etkilere sahiptir. Omega 3 yağ asitleri (EPA & DHA) derin ve soğuk sularda yaşayan balıklarda fazlaca bulunur. Özellikle somon, uskumru ve ton balığı omega 3’ten en zengin balık çeşitleridir. Diğer omega 3 içeren besinler; anne sütü, keten tohumu, ceviz, badem, fındıktır. Koyu yeşil yapraklı sebzelerde de az miktarda bulunur. Günlük omega 3 ihtiyacı 1-3 gr kadardır. . Bu tür besinleri tüketemeyen ya da beslenme sorunu yaşayanların mutlaka balık yağı içeren suplement yada şuruplarla desteklenmesi hem güçlü bir bağışıklı sistemi hem de beyin gelişimleri için çok önemlidir.

Kaliteli ,dengeli ve yeterli beslenme dışında, gribal enfeksiyonlardan korumanın ya da hastalığı hızlıca atlatmalarını sağlamanın diğer bir yolu bol sıvı tüketmelerini sağlamaktır. Özellikle ateş ve ishal durumunda bol su içilmelidir.Güne 1 su bardağı C vitamini yüksek taze sıkılmış meyve ve sebze suları ile başlamak bizi tüm gün zinde kılacaktır.Ayrıca ekinezya, ıhlamur, gelişimi ve kalp sağlığı üzerine olumlu etkilere sahiptir. Omega 3 yağ asitleri (EPA & DHA) derin ve soğuk sularda yaşayan balıklarda fazlaca bulunur. Özellikle somon, uskumru ve ton balığı omega 3’ten en zengin balık çeşitleridir. Diğer omega 3 içeren besinler; anne sütü, keten tohumu, ceviz, badem, fındıktır. Koyu yeşil yapraklı sebzelerde de az miktarda bulunur. Günlük omega 3 ihtiyacı 1-3 gr kadardır. . Bu tür besinleri tüketemeyen ya da beslenme sorunu yaşayanların mutlaka balık yağı içeren suplement yada şuruplarla desteklenmesi hem güçlü bir bağışıklı sistemi hem de beyin gelişimleri için çok önemlidir.

Kaliteli ,dengeli ve yeterli beslenme dışında, gribal enfeksiyonlardan korumanın ya da hastalığı hızlıca atlatmalarını sağlamanın diğer bir yolu bol sıvı tüketmelerini sağlamaktır. Özellikle ateş ve ishal durumunda bol su içilmelidir.Güne 1 su bardağı C vitamini yüksek taze sıkılmış meyve ve sebze suları ile başlamak bizi tüm gün zinde kılacaktır.Ayrıca ekinezya, ıhlamur, kuşburnu, ada çayı ve bol limonlu bir yeşil çay bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamızı sağlayacaktır.”

Bir yorum yapın

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz.