Bal yemek öpüşmekten 4 kat daha zevkli ...

on Pazartesi, 21 Temmuz 2014. Posted in Bal Haberleri

Bal yemek öpüşmekten 4 kat daha zevkli ...

Middlesex Üniversitesi'nin çiftler üzerinde yaptığı araştırmaya göre, Bal ağızda erirken alınan zevk, öpüşmenin verdiği zevkin tam dört katı

Bal kalp atışlarını iki katına çıkarıyor ve beyinde heyecan dalgası yaratıyor. Araştırmada, balın ağızda eridiği anda yarattığı etkiyi saptamak amacıyla, kalp ve beyindeki hareketleri izlemek için gönüllüler bazı cihazlara bağlandı. Araştırma sonucunda, bal yemenin beyni öpüşmeye göre daha aktif hale getirdiği, kalp atışlarının dakikada 60'tan 140'a çıktığı belirlendi.

Mitolojik tarihten bir parmak Karakovan Balı...

on Pazartesi, 21 Temmuz 2014. Posted in Bal Haberleri, Bilimsel Makaleler

Mitolojik tarihten bir parmak Karakovan Balı...

BAL hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki, sırf vefakar bal emekçilerinin, yani arıların, Orta Asya'nın kalbinden Avrupa'ya, oradan Kolomb'un gemileriyle Amerika'ya ve daha nice yerlere yaptıkları maceralı yolculukları anlatmak oldukça uzun sürer. Gelin biz burada, çeşitli kültürlerin ona yüklediği ilginç anlamlardan dem vuralım.

Bal denilen bu iksirli besin tarih boyunca o kadar çok itibar görmüş ki, bilgelikleriyle ünlü bir çok karakterin çocukluklarını bal kaşıklayarak geçirdiklerine kanaat getirilmiş. Yunanlıların yüce tanrısı Zeus'tan, matematiği ve vejetaryenliği kendi tarikatında birleştirmiş Pitagoras'a kadar bir çok kişinin bal yiyerek büyüdüğüne inanılmış. Bu düşünce sadece balın uzun süre boyunca yegane doğal tatlandırıcı olmasından kaynaklanmıyor. Bunun yanı sıra, tatlı yiyecekler tarih boyunca doğal şifa vericiler olarak algılanırmış ve her zaman ayrıcalıklı kişilerin sofrasında yer alırmış. Herodot'un Mısır tarihinden bize aktardığına göre, Mısırlılar tanrılarına adayacakları hayvanları un, kuru üzüm, incir ve çeşitli aromaların balla harmanlanmasından oluşan bir karışımla doldururlarmış. Bu karışımların bazıları günümüzün ağız tadına göre biraz 'garip' olarak nitelendirilse de unutmamamız gereken bir başka nokta da, eski çağlarda balın en önemli çeşni maddesi olması. Günümüzün tersine, insanlar yemeklerini sadece aşırı bahatlarla renklendirmiyorlarmış. Örneğin Epaentes'in bize verdiği tarife göre, Yunanlıların en sevdiği 'bal dolması', peynir, et, vinegar ve soğanla yapılıyormuş. Romalı retorik ustası Jullius Pollux, Onamasticon adlı kitabında balda pişirilmiş incir yapraklarının tadından bahseder. Kuzey Amerika kızılderililerinden Mohavklar'ın kamp ateşinde pişirdikleri, içi bal, elma suyu ve meyve yağlarıyla doldurulmuş bal kabakları da çok lezzetli olmalı.