Kafkas arıları kovanlarından her bahar bir veya iki kez yeni koloniler üretirler. Bölgede bu yeni koloniler yavru olarak da isimlendirilmektedir. Geçmişte kovandan çıkan yeni yavruya dokunulmaz, koloni öncüleri vasıtasıyla kendine bir kovan bulur ve o kovana yerleşirdi. Arıcılık yapan aileler kendi boş kovanlarının etrafında uçuşan öncü arıların hareketliliğiyle yeni koloninin kendi kovanlarına yerleşip yerleşmeyeceğini bilirdi.  


Ihlamur ağacının oyulmasıyla  elde edilen kara kovanlar, yıllar yılı arıların tercih ettiği koloni kurma yuvaları olmuştur. Kovanın konulduğu ağaç, ağacın konumu ve kovanın yönü, etrafındaki bitki şekillenişi gibi etkenler, öncü arıların yer seçmesinde önemli olarak bilinir. 
Ancak günümüzde arıcılığın zorlaşmasıyla birlikte kovandan çıkan yeni koloniler sahiplerince yakalanmakta ve kendi kovanlarına yerleştirilmektedir. Onca arının nasıl yakalanabileceği gibi bir soru akla gelebilir. Kovandan çıkan yeni arı kolonisi kendi kraliçe arılarının etrafında kocaman bir üzüm salkımı gibi kümelenirler. Koloninin istenilen yere konulabilmesi  aslında kraliçe arının yakalanmasıyla olur. Hava boşlukları olan bir kabın içine konulan kraliçe arı ile birlikte çarşaf benzeri bir beze doldurulan arılar yeni kovana taşınır.  
Günümüzde, bakımının zor olması nedeniyle ağırlıkla kara kovan arıcılığı terk edilmiş, yerini fenni kovan arıcılığına bırakmıştır. 
Arı, kara kovanda yapacağı bal için gerekli tüm diğer unsurları kendisi oluşturur (peteklerin oluşturulduğu balmumu olarak bilinen tüm tabakayı). Fenni kovanlarda ise arı petek gözeneklerini hazır çerçevenin içinde film tabakası gibi bir tabakanın üzerine örer.